Klasik Mimari
Klasik Mimari Anlayışında Kelime Anlamı Olarak ‘Klasik‘
Buradan yola çıkılarak klasik kelimesi üst sınıfa ait olan olgular ve standartlara da atıfta bulunmaktadır. Öte yandan, hayır ya bu kelimenin kökeni latinceden gelmedir diyenleriniz de olacaktır. Böyle bir bilgi edinmiş olanlarınız var ise haksız sayılmaz çünkü kelime kökeni gereği ilk Latinceden gelmekte ancak kelime anlam yoğunluğunu fransızca dilinde bulmuştur. Latince klas kelimesinden türemiş olan klasik kavramı yine birinci sınıf olan unsurlara ve yine seçkin olana atıfta bulunmaktadır. Ufak bir araştırma yaptığımızda klasik kelimesinin net olarak anlamı internette bulunmamaktadır. İnternet üzerinde klasik kavramı için nedense sadece kısa kısa sözlük anlamları yazılmıştır. Ancak bu sözlük benzeri aktarımlar klasik kelimesini anlatırken son derece yüzeysel kalmaktadır. Klasik kelimesinin daha derin bir şekilde anlamına, hangi akımlara hizmet ettiğine, hangi alanlara hakim olduğuna ve bu kavramı kendilerine ilham olarak edinmiş olan öncü kişilere bu yazımızda sizler için değineceğiz. Dilerseniz başlayalım.
Klasik Ne Demek?
Klasik ne demek sorusu aslında çok genel bir sorudur, bunun farkındayız. Ancak klasiğin tanımını yaparken bazı unsurlara dikkat etmemiz gerekir. Çünkü klasik, klasizm, klasikleşme, klaslık, klasik mimari akımı veya klasik anlayış kavramları içerisinde bulundukları çağa göre anlamında evrilme deneyimlemektedir. Klasik sözcüğü günümüzde son derece fazlaca kullanılmaktadır. Fakat, klasik kelimesinin taşıdığı anlam günümüzde, geçmişte taşıdığı anlamdan çok ama çok farklıdır. Klasik kelimesinin fransızca kökenli olduğunu zaten belirtmiştik. Bu kelime, antik dönemden günümüze kadar gelen süreçte birçok önemli sosyal, toplumsal ve tarihi oluşumları bünyesinde barındırmaktadır. Klasik denilince aklınıza sadece Fransızca veya Latince dilbilimsel oluşumlar gelmesin. Eski yunan ve roma tarihinde de klasik sanat anlayışı kendine yer edinmiştir. Bunun haricinde 13. yy sanat eserlerinde ve edebi eserlerde de klasik anlayışlara rastlamaktayız. Öte yandan, klasik kelimesinin sözlük anlamlarına aşağıda değineceğiz ancak kısaca TDK’daki sözlük anlamına değinirsek, klasik kelimesi, alışılmış olan olgu, olay ve anlayış biçimleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Elbette ki bu kelimenin anlamı bununla da sınırlı değil. Haydi, dilerseniz şimdi de klasik kelimesinin sözlük anlamlarına kısaca bir göz atalım.
Klasik Kelimesinin Sözlük Tanımlamaları
Genel | sıfat |
eski Yunan ve Roma çağı dili veya dili ile ilgili olan |
Genel | sıfat |
XVII. yy. Fransız dili, yazarları ve yazını ile ilgili olan |
Genel | sıfat |
üzerinden her ne kadar zaman geçse de değer kaybetmeyen ve kalıcı olan |
Genel | sıfat | sanatta kuralcı tavır, tutum veya kimse |
Genel | sıfat | alışılagelmiş olan |
Genel | sıfat | türünün tek örneği olan |
Genel | sıfat | zaman aşımına uğramamış olan |
Genel | sıfat | tazeliğini koruyabilmiş olan |
Genel | sıfat | yalın olan |
Genel | sıfat | tarihselci yaklaşım türü |
Özetle,
Özetle, klasik kelimesi her ne kadar tanımlama bakımından geçmişten günümüze gelene kadar tanımlama bakımından evrim geçirmiş olsa da uygulanış biçimleri deformasyona uğramamıştır. Yani aslında klasik anlayış biçimleri, üzerinden eskimesine imkan tanıyacak kadar zaman geçmiş olmasına rağmen önemli ölçüde aynı kalmıştır. Bu nedenle, klasik kelimesini incelerken klasik mimariyi de incelememiz son derece önem teşkil etmektedir. Böylelikle, bu biçimlerin kökenlerini anlayabilir ve gelecekteki potansiyel uygulamalarını daha iyi değerlendirebiliriz.
Klasizm Ne Demek?
Klasik kavramının aslında her ne kadar çağlar değişse de uygulanan anlayışın değişmemesi olarak tanımlamıştık. Bu bağlamda, klasik kavramını irdeledikten sonra klasizm’i anlamak son derece önemli. Aslında, klasizm Rönesans Dönemi’nde doğmuş olan önemli bir edebiyat akımıdır. Diğer bir deyişle, bu edebiyat akımını 1660 ekolü olarak veya kuralcılık olarak tanımlayabiliriz. Modern mimari başlıklı içerik yazımızda romantizm akımına değinmiştik. Kısaca hatırlatmamız gerekirse romantizm akımı, duyguları ve hayalleri ön planda tutmaktadır. Ancak klasizmde durum bambaşkadır. Çünkü klasizm aklı ve sağduyuyu merkeze koyar. Tam da bu yüzden romantizme inanan düşünürler ‘deha yürektedir’ derken, klasizmi benimseyen düşünürler deha akıldadır der. Buradan da anlaşılacağı üzere, romantizmin ana ve öncül hedefi klasizme karşı çıkmak olmuştur.
Klasizmin Yapı Taşları
Klasizm de kendi içerisinde bazı ilkeleri kendi bünyesinde barındırmaktadır. Klasizm’in bu ilkelerini soyluluk, uyum, usçuluk, idealizm ve görkemlilik gibi düşünebiliriz. Bu beş ilke aslında, sanatı gündelik olandan ayırmaya ve izleyicide bir huşu ve merak duygusu yaratmaya yardımcı olmaktadır. Makalenin başında bahsetmiş olduğumuz merak uyandırma konusu da tam olarak bu noktada vücut bulmuştur. Dahası, bu ilkeler, aslında klasizmin temsil etmiş olduğu idealleri yaratmaya yardımcı olmaktadır. Bu ideallere örnek olarak, rafine bir güzellik, her şeyde düzen, denge ve geçmişe saygı halini örnek verebiliriz. Özetle, bu ilkeler, klasizme karakteristik özelliklerini kazandırmayı hedef edinmekte ve onu diğer akımlarından ayırmaya yardımcı olmaktadır.
Klasizm ve Kuralcılık
Kuralcılık anlayışını ilk defa deuydum dediğinizi duyar gibiyiz. Bu yüzden sizler için kuralcılık ne demek ve kuralcılık ne anlama geliyor gibi çeşitli sorularınızı bu yazımızda elimizden geldiğince açıklamaya çalışacağız. Öte yandan, kuralcılık, dünyadaki bütün oluşumlarda yatan bir düzen olduğuna inanmaktadır. Kuralcılığı mümkün kılan da tam olarak bu düzendir. Bu düzen faktörü, olayların öngörülebilir bir hal almasını sağlamaktadır, ki bu da klasik mimari anlayışı için de kalıcı olma halini doğurmuştur. Tek bir örnekle size klasizm ve kuralcılık anlayışının ilişkisini size açıklamak isteriz. Örneğin bir kalemi yere düşürdüğünüzde yerçekimi kuvveti sebebi ile yere düşer. Ve yer çekimi kuvveti de bildiğiniz üzere düzenli bir olgudur. Dolayısı ile evren de bir kurala göre gelişir. Özetle, düzenli oluşumlar her zaman aynı şekilde gerçekleşir. Bu aynı olma hali ise klasizmi doğurur.
Klasizm ve Usçuluk
Klasizm için bir diğer önemli konu da usçuluktur. Usçuluk kelime anlamı olarak sizlerin de bildiği üzere akılcılık anlamına da gelmektedir. Usçuluk bir oluşumun akla dayalı olduğunu, romantizmde olduğu gibi duygu ve düşüncelere dayalı olmadığını savunmaktadır. Burada yapmış olduğumuz vurguya lütfen çok dikkat edin, biz burada önemli bir farktan söz etmekteyiz. Daha açacak olursak, özellikle sanat alanında bu ayrıma şu şekilde bakabiliriz; Sanatta usçuluk ve klasizm, sanatçının ya da yaratıcının işinden kopuk olduğu anlamına gelmektedir. Bu bağlamda klasizmde usçuluk anlayışında, sanatçı işine duygusal olarak bağlı olmayıp, bunun yerine onu yaratmak için saf akıl kullanmaktadır. Bu bahsettiğimiz durum özellikle, sanatçıların kendi duygularını ifade etmekten çok mükemmel formlar yaratmakla ilgilendikleri antik Yunan ve Roma klasik sanatında görülebilmektedir.
Şimdi de ya bu akılcılık da ne soğuk ve duygusuz bir anlayış biçimiymiş dediğinizi hissediyoruz ancak bu durum her ne kadar kötü gibi görünse de aslında olumlu bir durum olabilir. Mesela sanatta usçuluk, daha fazla netlik ve kesinlik sağlar ve güzelliği kendi iyiliği için takdir etmemizi sağlar. Aynı zamanda bize kendimiz ve çevremizdeki dünya hakkında da bilgi verir ki bu gerçekten klasik anlayış için de klasik mimari için de çok ama çok önemli bir rol oynamaktadır.
Klasizm ve İdealizm
İdealizm de klasizmde tartışılması gereken bir diğer konudur. Çünki idealizm de tıpkı usçuluk yani akılcılık gibi gerçekliklere odaklanarak klasizme hizmet eder. İdealizm, bu hizmet etme durumu sırasında ise varoluşçuluk kavramına sığınır. Varoluşçular, idealistlerin gerçek dünyaya yeterince bağlanmadıklarını iddia ederken, soyut kavramlara çok fazla odaklandıklarını savunmaktadırlar. Öte yandan yine varoluşçular, idealistlerin gerçeklikten koptuklarına ve kendi küçük dünyalarında yaşadıklarına inanmaktadırlar. Yani tabi ki bu düşünce biçimi sadece bir hipotez olmakla birlikte doğruluk payı da olabilir. Ancak bu durumun her zaman böyle olmadığını da sizlere hatırlatmakta fayda görüyoruz. İdealistler pek ala gerçekliğe çok bağlı olabilmektedir. Hattayine idealistler, etraflarındaki dünya hakkında güçlü bir anlayışa sahip olabilmektedirler. İşte tam da bu yüzden idealizm, klasisizmin daimi bir parçasıdır. Çünkü, düşününce aslında idealizm de klasizm gibi hayatın gerçeklerine odaklanmamızı sağlamaktadır. Dahası, idealizm neyin gerçekten önemli olduğunu ve ne için çabalamamız gerektiğini anlamamıza yardımcı olur. İnternetten yaptığınız araştırmalar sonucunda idealizme yönelik bazı eleştiriler görebilirsiniz. Nispeten bu eleştiriler her ne kadar objektif olmasa da doğruluk payı olabilir. Ancak, bunun, klasik düşüncenin önemli bir parçası olduğuna inanıyoruz.
Farklı Çalışma Alanlarında Klasizmin Yeri
Klasizm, başka akımlar ile de dirsek temasında bulunması sebebi ile mutlak suretle farklı alanlar ile olan ilişkisi altında incelenmelidir. Örnek verecek olursak, görsel sanatlarda klasisizm genellikle romantizmle birleştirilmektedir. Ancak bu durum ilerleyen zamanlarda yozlaşmıştır. Öte yandan, bu iki stil, 18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarından kalma resim ve heykellerde bir arada görülebilmektedir. Mesela, müzikte klasisizm genellikle barok stille birleştirilmektedir. Bununla birlikte, iki stil arasında bazı temel farklılıklar elbette ki mevcut. Mesela barok sanat daha dramatik ve etkileyiciyken, klasik sanat daha ölçülü ve resmidir. Ya da barok müzik, karmaşık armoniler ve ritimler içerirken, klasik müzik daha basit ve daha melodiktir. Tüm bunların ayrımına varabilmemiz için bu alanları sırası ile incelememiz gerekmektedir. Hazırsanız başlayalım 😊
Edebiyatta Klasizm
Bu bağlamda 3 önemli yazardan bahsetmezsek asla olmaz: Homer, Virgil ve Dante. Bu yazarların her biri, zamanlarının edebi ortamını şekillendirmeye son derece yardımcı olmuştur. Bu 3 önemli ismin çalışmaları bugün hala daha incelenmekte ve beğeni toplamaktadır. Mesela, Homer, Yunan yazarların en eskisiydi. Homer’in epik şiiri olan İlyada kitabı, Batı edebiyatında bir başyapıt olarak kabul görmekte idi. Buna ek olarak Dante’den bahsedecek olursak, Dante, Cehennem, Araf ve Cennet’teki yolculuğunun öyküsünü anlatan üç bölümlük bir eseri olan İlahi Komedya’nın babası olmuş ve günümüzde hala daha kendini okutmayı ve dizi ve filmlere konu etmeyi başarmıştır. Özetle, yukarıda bahsettiğimiz bu yazarların hem kendi dönemlerinde hem de günümüzde hala daha önemini yitirmemiş ve güncel konumunu korumuştur. Eee klasizmin de amacı bu değil mi zaten? 😊 Unutmadan şunu da belirtelim, tüm bu yukarıda bahsi geçen yazarlar yapıtlarında genellikle aşk, kayıp, kahramanlık veya kefaret gibi evrensel temaları keşfedip kullanmaları ile ünlü olmuşlardır.
Sanatta Klasizm
Sanatta klasisizm çok farklı ve özel bir konu olmasının yanı sıra birçok standardı ilke olarak belirlemiştir. Bu ilkelerden ilki ve en önemlisi düzen, uyum ve orantıya odaklanmaktır. Çünkü klasik sanata güzellik ve dinginlik duygusunu veren şey tam olarak budur. Klasik anlayışı benimsemiş olan sanatçılar ayrıca bir sanat eserinin tüm unsurlarının bütüncül bir yaklaşıma tabi olması gerektiğine inanmaktaydılar. Bu, hiçbir öğenin bir diğerinden daha fazla çıkmaması veya resmin ana mesajından veya amacından sapmaması gerektiği anlamına gelmektedir. Bu bütüncül etkiyi yaratmak adına her şey birlikte bir tempo gibi uyumlu ve koordine olarak çalışmalıdır.
Son olarak, klasik sanatçılar eserlerinde yukarıda da belirttiğimiz gibi mükemmeliyetçilik aramıştır. Onlar mükemmel olana ulaşabilmek için çok çabalamışlardır. Bununla birlikte, çok emek harcayarak ve pratik yaparak zanaatlarında mükemmelliğe ulaşabileceklerine inanmaktaydılar. Zaman içerisinde, bu mükemmellik arayışı, klasik sanata kaliteyi kazandıran şey veya şeyler bütünü haline gelmiştir.
Müzikte Klasizm
Müzikte klasisizm, Bach ve Handel gibi bestecilerin eserlerinden oldukça verimli bir şekilde beslenmişlerdir. Bu bağlamda müzikteki Klasizm anlayışı sayesinde Bach ve Handel hem güzel hem de entelektüel olarak meydan okuyan eserler yaratmışlardır. Taa ki barok dönemine kadar! Merak etmeyin Barok kavramına ve özelliklerine ileriki yazılarımızda sizlerle birlikte değineceğiz. Bach ve Handel müziklerinde genellikle netlik ve armonilerde karmaşıklıklara yer vermişlerdir. Daha yakın zamanlara bakacak olursak, klasik müzik Beethoven, Brahms ve Tchaikovsky gibi bestecilerle ilişkilendirilmeye başlanmıştır. Öte yandan şunu da belirtmeliyiz ki, Yosef Gaydn enstrümental klasik müziğin öncüsüdür. Özetle, bu müzisyenler, bugün bile yaygın bir popülariteye sahiptirler. Alın size neden klasik olarak anıldıklarına dair bir sebep daha 😊 Peki ama öyleyse neden klasik müzik neden hala bu kadar çekici geliyor insanlara? Bizce bunun nedeni, klasik müziğin, güzellik ve zekâ olarak bir düalite oluşturmasıdır. Özelliklerini irdeleyecek olursak, klasik besteler genellikle son derecede karmaşıktır. Ancak aynı zamanda dinlemesi ve tamamen estetik bir düzeyde takdir etmesi de net olmaları beklenmektedir. Diğer bir deyişle Klasik besteler kolay anlaşılabilir olmalıdır. Bu durum, klasik besteleri, resmi bir konser salonu ortamından evdeki sıradan bir akşam yemeği davetine kadar her türlü müzikli etkinlik için mükemmel kılar. Özetle, klasik müzik gerçekten zamansızdır diyebiliriz, çünkü hiçbir zaman eskimez ve asla modası geçmez. Klasik besteler, her seferinde farklı çağrışımlar yaparak kalplerimize dokunurlar. Bu sebeple, henüz klasik müzik dinlemediyseniz, bu eşsiz deneyimi yaşamanızı tavsiye ederiz. Çünkü bu harika deneyim sizlere eşsiz bir dinlenme veya birşeye odaklanma imkânı tanıyacaktır.
Mimaride Klasizm (Klasik Mimari Anlayışı)
Mimaride klasisizm, en açık şekilde Batı Avrupa devletlerindeki monarşi oluşumunun baskısı nedeniyle 17. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmıştır ve şekillenmeye başlamıştır. Klasik mimari tarzı, simetrisi, düzenliliği ve sadeliği ile karakterize bir hal almıştır. O zamanlarda bu tür bir mimari, bir ülkeyi tek bir bayrak altında birleştirmenin ve onun gücünü ve zenginliğini ifade etmenin bir yolu olarak görülmekteydi. Mesela Paris yakınlarındaki Versay Sarayı veya Londra’daki Buckingham Sarayı gibi birçok klasik yapı bugün hala ayakta ve klasik mimarinin derin izlerini taşımaktadır. Bu yapıların mimari özelliklerine bakacak olursak, bu yapılar genellikle geniş açık alanlar, büyük merdivenler ve heybetli sütunlarla tasarlanmıştır. İktidardaki hükümdarın gücünün ve otoritesinin fiziksel bir temsili olarak hizmet etmişlerdir.
Klasisizm genellikle zenginlik ve savurganlıkla ilişkilendirilmiştir. Ancak, yine de zarafet ve incelik duygusu taşıyan daha mütevazı yapılar yaratmak için de kullanılabilmektedir. Örnek verecek olursak, Amerika’daki birçok sömürge dönemi evi, kraliyet ailesi yerine sıradan insanlar için yapılmış olsalar da klasik tarzda inşa edilmişlerdir. Bu, klasisizmin sadece gösteriş yapmakla ilgili olmadığını, aynı zamanda herkesin erişebileceği güzel ve zamansız tasarımlar yaratmak için kullanılabileceğini de göstermiştir.
Farklı Çalışma Alanlarında Klasizmin Öncüleri
Farklı disiplinlerde klasisizmin öncülerini araştırmak önemlidir. Bu öncülerin klasisizmi kendi alanlarında nasıl içselleştirip uygulamaya koyduklarını anlayarak, başarılarından ve başarısızlıklarından ders çıkarabiliriz. Mesela, sanat dünyasında klasisizmin en eski öncülerinden biri Leonardo da Vinci idi. da Vinci, klasik sanatın insan başarısının zirvesini temsil ettiğine inanmıştır ve ilkelerini kendi çalışmalarında taklit etmeye çalışmıştır. Bu, onu, hassas teknik ressamlık ve detaylara gösterilen özenle karakterize edilen benzersiz bir stil geliştirmesine yol açmıştır. Mimarlık alanına bakacak olursak, Andrea Palladio, mimarlık dünyasında klasisizmin belki de en etkili öncüsüdür. Klasik mimarinin biçim ve işlev arasında mükemmel bir dengeyi temsil ettiğine inanmıştır ve hem güzel hem de pratik binalar yaratmayı hedeflemiştir. Tasarımları tarih boyunca çokça taklit edilmiş ve günümüzde de hala daha sürdürmektedir. Edebiyat dünyasında ise Virgil, klasik değerlerin en eski savunucularından biridir. Edebiyatın geleneksel değer ve ideallere dayanması gerektiğine inanmıştır ve hem zamansız hem de zarif eserler yaratmaya çalışmıştır. Etkisi bugün hala modern yazılarda görülebilmektedir.
Klasik Mimari Tanımı Nasıl Olmalıdır?
Mimarlıkta klasisizm nedir? Ya da bir mimari ögeyi klasik yapan nedir? Terimin birçok farklı yorumu olduğu için bunlar, cevaplaması zor sorulardır. Bazı insanlar klasisizmin tamamen tasarımda geleneksel unsurları ve stilleri kullanmakla ilgili olduğunu savunurken, diğerleri bunun daha çok zamansız ve zarif yapılar yaratmakla ilgili olduğunu iddia edebilmektedir. Yani elbette ki, bu sorunun mutlaka tek bir doğru cevabı yoktur. Sonuç olarak, bir kişi için “klasik” olarak kabul edilen bir şey, başka biri tarafından öyle görülmeyebilir. Yani klasik kavramı pek de objektif bir kavram değildir. Ancak, klasik mimarinin temel özelliklerinden bazılarına göz atarsak, onun neyi temsil ettiği hakkında daha sağlıklı ve daha iyi bir fikir edinebiliriz.
Klasik mimarinin temel özelliklerinden bazıları yukarıda da belirttiğimiz gibi simetri, orantılılık ve basitliği içermektedir. Klasik anlayışa göre binalar genellikle zarafet ve güzelliğe vurgu yapılarak dengeli ve uyumlu görünmelerini sağlayacak şekilde tasalanmaktadır. Buna ek olarak, modası geçmiş veya aşırı süslü görünebilen diğer bazı tarzların aksine, klasik mimarinin modasının asla geçmemesini sağlayan zamansız bir kalitesi bulunmaktadır. Bu mimari anlayış biçimi ister ev ister ofis veya kamusal alan olsun, herhangi bir bina için mükemmel bir seçimdir. Klasik mimarinin en iyi yanlarından biri esnekliğidir. Herhangi bir yere veya amaca uyacak şekilde uyarlanabilmekte ve her zaman zarif görünmektedirler. Ayrıca, klasik tasarım öğeleri yüzyıllardır kullanıldığından, zamana asla boyun eğmeyeceklerini bilirsiniz. Modası asla geçmeyecek bir mimari tarz arıyorsanız, kesinlikle bu tarz klasik anlayışa dayalı olmalıdır diyebiliriz.
İç Mekan Tasarımında Klasik Dokunuşlar
İç mekân tasarımda, doğru hissettiren klasik dokunuşlarla ilgili bir şeyler bulunmaktadır. Belki de iç mekân tasarımında bir zarafet dokunuşu katma şeklini klasik olarak adlandırabiliriz. Ya da belki de iç mekânda klasik dokunuşlar asla modası geçmeyecek gibi görünme şeklinin bir tezahürü olabilir. Her ne ise, evinize klasik bir çekicilik katmanın bir yolunu arıyorsanız, haydi birlikte birkaç iç mekân ögelerini inceleyelim. Klasik çekiciliği eklemenin kolay bir yolu ise, geleneksel mobilya parçalarını kullanmaktır. Mesela güzel bir koltuk veya kanepe, alanınıza gerçekten sofistike bir his verebilmekte ve eviniz için mükemmel olanı bulabilmeniz için aralarından seçim yapabileceğiniz pek çok farklı stili sizlere sunmaktadır.
Dahası, klasik çekiciliği eklemenin bir başka harika yolu da dekoratif vurgular kullanmaktır. Bu vurguları kullanabilmek için çiçekli veya çizgili gibi klasik tasarımlar, evinizde zamansız bir görünüm yaratmanıza gerçekten yardımcı olabilmekte ve kişilik dokunuşu eklemek için de mükemmel bir opsiyon sağlamaktadır. Son olarak, aydınlatmayı asla es geçemeyiz. Örnek verecek olursak, güzel bir avize veya aplik, herhangi bir odanın görünümünü gerçekten güzelleştirebilir ve herhangi bir klasik iç tasarım planı için mükemmel bir son dokunuş sağlar. Bu bağlamda, iç mekan tasarımlarında klasik dokunuşlar hakkında daha fazla ve daha detaylı bilgi almak isterseniz Mekan Tasarımı sayfamızı ziyaret etmenizi öneririz :). Daha fazla klasik anlayışa sahip mimari proje animasyonlarımızı izlemek için Youtube kanalımıza göz atabilirsiniz.
Cephe Tasarımlarında Klasizm Yansımaları
Klasisizm, 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’da popüler olan tasarım ve mimari ilkelerini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu ilkeler, günümüzde birçok cephe tasarımında hala belirgindir. Klasik mimarinin en ayırt edici özelliklerinden biri ise simetri kavramı olmuştur. Cephe, her biri bir dizi eşit aralıklı sütun içeren iki eşit yarıya bölünmüştür. Sütunların kendileri de cephenin her iki tarafında aynı tasarıma sahip simetrik ögelerden oluşmaktadır. Klasik mimarinin bir başka özelliği de orantı kullanımının çokluğudur. Örneğin, kolonların yüksekliği her zaman cephenin genişliği ile orantılıdır. Pencerelerin ve diğer dekoratif unsurların boyutu ve yerleşimi de dengeli ve uyumlu bir genel görünüm oluşturmak için dikkatlice hesaplanmaktadır.
Klasik mimari genellikle gücü ve zenginliği iletmek için kullanılmaktadır. Örneğin, saraylar ve devlet daireleri gibi kamu binalarının heybetli cepheleri, yoldan geçenleri etkilemek ve bir önem duygusu iletmek içindir. Çağdaş mimarlar, klasik tasarım ilkelerini cephe tasarımlarına dahil ederek, modern hassasiyetlere sadık kalarak benzer bir etki elde edebilmektedirler.
Klasik Mimari Anlayışı Benimseyen Mimari Örnekler
Klasik mimari, tasarımın en eski ve en saygın biçimlerinden biridir. Güzel ve kalıcı yapılar yaratmak için yüzyıllardır kullanılmaktadır. Klasik mimarinin pek çok farklı stili olmakla birlikte, hepsinin bazı ortak özellikleri vardır. Klasik mimariyi diğer stillerden ayıran en önemli şeylerden biri, orantı ve simetriye verdiği önemdir. Bu tarzdaki binalar tipik olarak dengeli bir görünüme sahiptir ve her öğe diğerleriyle mükemmel bir uyum içindedir. Bu, hem göze hoş gelen hem de zihne güven veren bir düzen ve istikrar duygusu yaratmaktadır. Klasik tasarımın bir diğer özelliği de süsleme kullanımıdır. Klasik binalar genellikle yapıya güzellik ve ilgi katan karmaşık oymalar, heykeller ve mozaiklerle süslenmektedir. Bu detaylar aynı zamanda klasik temayı güçlendirmeye hizmet ederek bunun herhangi bir eski bina olmadığını, bunun bir sanat eseri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Tarihin en ikonik binalarından bazılarını yaratmak için klasik mimari kullanılmıştır. Örneğin Parthenon’u düşünelim. Parthenon, en iyi haliyle klasik tasarımın mükemmel bir örneğidir. Basit çizgileri ve zarif oranları, onu şimdiye kadar yapılmış en güzel yapılardan biri yapmaktadır. Ve gösterişli süslemeleri, ona başka hiçbir stilin eşi benzeri olmayan bir incelik havası veriyor. Bu nedenle, gerçekten özel bir şey arıyorsanız, bir sonraki projenizde klasik mimari dokunuşlara yer verebilirsiniz. Çünkü, klasik mimarinin zamansız güzelliği ve rakipsiz zarafeti ile gören herkesi etkileyeceği kesin 🙂
Klasik Mimari Anlayışı Benimseyen Güncel Mimari Örnekler
Klasik mimari, dünyadaki en eski ve en iyi bilinen stillerden biridir. Genellikle Parthenon veya Notre Dame gibi görkemli binalarla ilişkilendirilir, ancak nereye bakacağınızı biliyorsanız her türlü yerde klasik tasarım gözlemlenebilmektedir. Örneğin, rastgele bir binaya bir bakın. İlk bakışta çok özel görünmeyebilir. Ancak daha yakından bakarsanız, tasarımın klasik ilkelere dayanıp dayanmadığını bu yazımızdan sonra göreceğinizi umut ediyoruz. Bir yapıda, sütunlar ve kemerler simetrik ve orantılı ise ve tüm binada bir denge ve uyum duygusu varsa evet bu tarz yapı oluşumlarına klasik anlayışa sahip mimari diyebilmekteyiz. Bu mimari anlayış türü, meydanlar ve parklar gibi kamusal alanlar için de popülerdir. Bunun nedeni, klasik mimarinin doğası gereği misafirperver ve erişilebilir olmasıdır. Bir topluluk duygusu yaratmak için mükemmeldir. Bir dahaki sefere dışarıdayken, klasik özellikler için gözlerinizi dört açın. Ne kadar yaygın olduklarını fark edince siz de bizim gibi gözlerinize inanamayacaksınız!
Klasik Mimari Anlayışın Temel Örneği Parthenon
Parthenon, Yunanistan’ın Atina Akropolisi’nde tanrıça Athena’ya adanmış bir tapınaktır. MÖ 447’de inşa edilmiş ve 1687’de bir patlamayla yıkılana kadar sağlam kalmıştır. Parthenon, klasik mimarinin ayakta kalan en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Parthenon, muazzam boyutu ve mükemmel oranları dahil olmak üzere birçok ayırt edici özelliğe sahiptir. Sütunları mermerden yapılmıştır ve 60 fitten fazladır. Çatı, binaya ayırt edici bir görünüm kazandıran bir dizi üçgen duvarla desteklenmiştir. Ayrıca, Parthenon, dünyanın en ikonik anıtlarından biridir. Atina’da bir tepenin üzerinde yer alan bu, tanrıça Athena’ya saygı duruşunda bulunmak için inşa edilmiş yüksek bir mermer tapınaktır. Antik Yunanistan’ın ve kültürünün kalıcı bir sembolüdür. 2.500 yıldan daha eski olmasına rağmen, Parthenon hala etkileyici bir manzara. Zarif çizgileri ve mükemmel oranları, eski Yunanlıların becerilerinin bir kanıtıdır. Ve zamanla hasar görmüş olsa da, eski ihtişamının çoğunu hala koruyor. Parthenon’un en ilginç özelliklerinden biri mimarisidir. Bina mermerden yapılmıştır ve cephesinde karmaşık oymalar bulunmaktadır. Sütunlar da oldukça etkileyici ve karyatidler olarak bilinen heykelleriyle süslenmişlerdir.
Özetle, klasik mimari, dünyadaki en eski ve en popüler mimari stillerden biridir. Sade, zarif tasarımları ve sütunlar ve kemerler gibi klasik unsurların kullanımı ile karakterize edilmektedir. Klasik mimari, hem işlevsel hem de estetik açıdan hoş olan güzel binalar yaratmak için yüzyıllardır kullanılmaktadır. Klasik mimarinin en ünlü örneklerinden bazıları Yunanistan’daki Parthenon, Roma’daki Kolezyum ve Fransa’daki Versay Sarayı’dır. Popülerliğine rağmen, klasik mimari günümüzde pek kullanılmamaktadır. Ancak, Amerika Birleşik Devletleri Kongre Binası ve Beyaz Saray gibi birkaç dikkate değer istisna vardır. Genel olarak, klasik mimari, dünyanın dört bir yanındaki mimarlara ve inşaatçılara ilham vermeye devam eden kalıcı bir tarzdır. Bunun gibi daha birçok temel mimari konular hakkındaki yazılarımızı incelemek isterseniz, aşağıda listelenen kaynaklardan bazılarına göz atmayı unutmayın!
Ayrıca klasik mimari tarzına uygun olarak tasarlanmış mimari projelerin 3d render hizmetini almak isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz. 3D mimari render hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak için mimari görselleştirme sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Mimari görselleştirme hakkında bir çok bilginin yer aldığını bu sayfalarda aynı zamanda mimari görselleştirme makalelerinin tamamına erişim sağlayabileceğiniz bir bağlantıda bulunmakta. Mimari görselleştirme makalelerinde ise mimari görselleştirme ile ilgili bir çok farklı alt başlıkta makaleler yer almaktadır.
Mimari Görselleştirme Hakkında Diğer Makalelerimiz
Bu yazımızda temel mimari bilgiler arşivimizin en değerli yazılarından biri olan klasik mimariden bahsettik. Klasik mimari, mimarinin en eski ve en değerli biçimlerinden biridir. Güzel, kalıcı yapılar yaratmak için yüzyıllardır kullanılmıştır. Umarız bu yazı sizin için eğlenceli, bilgilendirici ve tatmin edici olmuştur.
Daha Fazla İçerik İçin…
Klasik mimari hakkındaki bu yazımızı bilgilendirici bulduysanız, konuyla ilgili aşağıda bulunan diğer makalelerimize ve temel mimari bilgilere göz atmayı unutmayın. Okuduğunuz için teşekkürler!
Bir yanıt yazın