Antik Roma Mimarisi
Kısaca Antik Roma Mimarisi
Antik Roma mimarisi, Yunan mimarların bırakmış olduğu mirası ve yerleşik mimari düzenlerini sürdürmüştür. Romalılar son derece yenilikçilerdi. Romalılar yenilikçi düşünceleri vasıtasıyla yeni inşaat tekniklerini ve malzemeleri yaratıcı tasarımlarla birleştirdiler. Bu şekilde, mükemmel Antik Roma mimarisi için önemli temeller atılmış oldu. Tipolojik anlamda yenilikçi olarak nitelendirilen Roma binaları, zafer takı, bazilika, anıtsal değeri olan su kemeri, ve amfi tiyatroyu içermekte idi. Antik Roma mimarisi yeniliklerinin çoğu, Roma toplumunun değişen pratik ihtiyaçlarına bir yanıt olarak doğmuştur. Bu yenilikleri bünyesinde barındıran yapılar günümüze kadar gelebilmişlerdir. Günümüzde Roma mimarisine bakacak olursak, Roma sanatını icra eden kişilerin pratik karakterlerini ve organizasyonel zihniyetini yansıtmaktaydı.
Roma İmparatorluğu sadece Akdeniz Bölgesi’ni değil, aynı zamanda Batı Avrupa’nın geniş bölgelerini de içine alacak şekilde genişlemiştir. Bu sebeple antik roma mimarisi örnekleri ile Batı Avrupa üzerinde de karşılaşıyoruz. Bu genişleme ile birlikte, Roma mimarları iki önemli amaca erişmek için mücadele etmiştir. Bunlardan ilki Roma’nın ihtişamını, kudretini ve gücünü göstermekti. Bir diğer amacı ise Roma halkının hayatını daha iyi koşullara getirmekti. Bu amaca hizmet etmesi adına Romalılar kemer, kubbe ve tonozun yanı sıra beton kullanımı da dahil olmak üzere birçok önemli mimari teknikte ustalaşmışlardır. Öte yandan, Romalı mimarlar Etrüsk sanatı ve tasarımından çok ilham almışlardır. Bilmeyenleriniz için Etrüsk sanatı, eski zamanlarda savaşan ya da şölene katılan insanların ve hayvanların belli hareketler halinde gösterilmesidir.
Antik Roma mimarisi teknikleri ile çalışmış olan mimarlar, Yunan mimarisine ve Yunan heykellerine son derece ilgiliydiler. Ayrıca, Mısır piramitlerinin mimarisinden ve taş işçiliğinden de çok şey öğrenmişlerdir. Antik Roma’nın sanat tarihine de son derece önemli katkıları olmuştur. Yunan mimarisinden esintiler taşıyan Roma mimarisi heykeltıraşlık biçimlerinde daha etkili olmuştur. Romalı mimarlar tarafından inşa edilmiş olan yapılar arasında Maison Carree, Nimes, Pont Du Gard Su Kemeri, Segovia, ve Trajan Köprüsü yer almaktadır. Bu yapıları detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Ancak önce genel Roma mimarisinin özelliklerine bakalım.
Antik Roma Mimarisi Genel Özellikleri
Roma’nın hedefi görkem ve ihtişamı sağlamaktı. Belki de sanat noktasında biraz geride kalmalarının ve sığ kalmalarının sebebi bu olmuş olabilir. Diğer bir deyişle, büyüklüğü ile etkileme arzusu, muhteşem mühendislik ve inşaat işlerinin önünü açmıştır. Buna ek olarak, siyasi anlamda yaşanan olaylar da mimariye yansıdığı için o da güç gösterisi ile ilişkilendirilmiştir. Mimari tasarımlarda faydacı yani pragmatik bir anlayış benimsenmiştir. Yukarıda Roma mimarisinin yenilikçi olduğunu belirtmiştik. Bu yenilikçilik sayesinde birçok farklı yeni malzeme bulmuşlardır. Yapılarda genellikle, beton ve tuğla malzemeleri kullanılmıştır. Kemerler ve tonozlar, Roma mimarisinin en belirgin mimari unsurları haline gelmiştir. Yeni biçim anlayışı beraberinde geniş açıklık kullanımlarını getirmiştir. Geniş açıklıklar kullanıldıkça iç mekanlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Buna ek olarak, kat sayıları da yükselmeye başlamıştır.
Mühendislik konusunda da iyi olan Romalı mimarlar, medeniyetin sembolü olarak suyu görmüşlerdir. Bu suları taşıyabilmek için ise su kemerlerini ve kanallarını yapmışlardır. Antik Roma mimarisine ait yapılarda çoğunlukla mermer cephe kaplaması kullanılmıştır. Bunun dışında, Yunan mimarisinden ilham alan Roma mimarisinde Dor, İyon ve Korint (Antik Yunan sütunları) düzenlerinin haricinde Toskana ve Kompozit düzen de mevcuttur.
Antik Roma Mimarisi Sütun Tipleri
Antik Roma mimarisi sütun tiplerini anlayabilmek için öncelikle Dor düzenine hakim olmak gerekir. Dor düzenine bakacak olursak, Dor düzeninin kaidesi bulunmamaktadır. Dor düzenine sahip sütunlar kısa bir görünüme ve kaba bir duruşa sahiptir. İyonik sütun düzeni, Dor düzenine göre çok daha kibar bir görünüme sahiptir. Korint düzeni ise Helenistik bir görüntüye sahiptir. Başlığında akantus yaprakları bulunmaktadır. Son düzen tipimiz ise Kompozit. Kompozit, birçok açıdan iyon ve Korint düzenin harmanlanmış hali gibidir. Kompozit düzende yer yer volütler, yer yer de akantus yaprakları görmemiz mümkün. Zaten en çok bu yüzden İyon ve Korint düzenleri ile benzerlik göstermektedir.
Yapı Teknikleri: Kemer, Tonoz ve Kubbe
Yukarıda da konuştuğumuz gibi, Romalılar mimaride Etrüsk detayları ve Yunan tekniklerinden son derece faydalandılar. Bu durum, Roma mühendisliğini bir ileri noktaya taşıyacak unsurlar da bu sayede kemerler ve tonozlar olmuştur. Bu sayede yapı mühendisliği denilen terim ön plana çıkmıştır. Romalıların kullanmış olduğu tonoz teknikleri son derece basit ve pratikti. Çünkü sadece yarım daire şeklinde beşik tonoz veya parçalı tonoz gibi basit geometrik formlardan oluşmaktaydılar. Tonozların yüzeyleri standart olarak fayanslar ile veya sadece sıva ile kaplanmıştır. Buna örnek olarak Maxentius Bazilikası verilebilir. Romalı mimar ve mühendisler, tonoz ve kubbelerdeki ustalıklarını güçlendirmek için betonu geliştirmek üzerine çalışmalar yapmışlardır.
Antik Roma Mimarisi Yapı Malzemeleri
Antik Roma mimarisi yapı malzemeleri dediğimizde aklımıza gelen ilk malzeme tüftür. Tüf malzemesi bronz aletlerle işlenebilir olan bir volkanik kaya türü olarak bilinmektedir. Sonraki zamanlarda, tekniklerin gelişmesi ile birlikte yerel arnavut taşı gibi daha sert taşlar kullanılmaya başlanmıştır. Öte yandan, imparatorluk döneminde inşaatta kullanılan en yaygın taş türü travertendir (bir kireç taşı türü). Yukarıda bahsettiğimiz mermer kullanımı genellikle kaplama ve dekorasyon içindi. Ancak bunun için nadiren de olsa mozaikler de kullanılmaktadır. Öte yandan evlerin çoğu, sıva ile kaplanmış çeşitli yanmamış tuğlalardan yapılmıştır.
Antik Roma Mimarisi Yapıları
Antik Roma mimarisi yapılarını genel olarak dini yapılar, mesken yapıları, idari yapılar ve sosyal yaşam yapıları olarak sınıflandırabiliriz. Dini yapılar olarak tabi ki tapınaklar ve benzeri yapılardan bahsediyoruz. Şehirler Antik Roma’da artık gelişmişti ve bugüne alışık olduğumuz şehir düzenine sahipti. Caddeler, sokaklar ve meydanlar bulunmaktaydı. Mesken yapılar şu anki yapılar gibi sokaktan girişi olan pencereli yapılardı. İdari yapılar ise genelde meydanlarda olan ihtişamlı yapılardı. Son olarak sosyal yaşam yapılarına hamamlar, kütüphaneler, büyük avlular ve en önemlisi amfi tiyatrolar örnek gösterilebilir. Bu yapıların içerisinden en çok dikkat çeken 4 tipi beraber inceleyelim.
Antik Roma Mimarisi - Tapınaklar
Antik Roma mimarisi tapınakları, Yunanların tapınaklarından daha az yaratıcı olmasına karşın çok daha karmaşık ve süslülerdi. Bu yüzden de en süslü sütun türü olan Korint başlıkları kullanmaktaydılar. Dor düzeni fazla sade olduğu için başka yerlere eklendi. Dekorasyon ve mimari amaçlı kullanılan sütunlar genellikle Korint düzenine sahipti. Roma’daki en eski yuvarlak yapıların bir zarafeti bulunmaktaydı. Roma mimarisi tapınakları incelendiğinde hem Korint düzeni hem de yuvarlak tercihi kolaylıkla gözlemlenebiliyor. Önemli Roma mimarisi tapınaklarını şu şekilde sıralayabiliriz;
- Maison Carree
- Mars Ultor
- Castor ve Pollux
- Bacchus Tapınağı
- Minerva Tapınağı
Antik Roma Mimarisi - Bazilikalar
Romalı mimarlar en çok dini bir yapı türü olan bazilikaları inşa etmektedirler. Bu durum Erken Hristiyan Sanatı icra etmek için Romalı mimarlara fırsat tanımıştır. Böylece Romalı mimarlar anıtsal mimariyi etkilemek için uygun fırsatı bulmuşlardır. Bazilikalar, Hristiyan kilisesi tarafından kabul edilmiştir. Ancak Romalılar tarafından yaygınca büyük mahkeme salonları olarak tasarlanmışlardır. Bazilikaların uzun bir salonu ve uzun bir çatısı bulunmaktadır. Bazilikalar her bir tarafından sütunlar ve payandalar ile desteklenmişlerdir. Sütunlar ise her bir tarafta koridorlarla birer nef oluşturulmuştur. Roma mimarisine en güzel örnek olarak Lepcis Magna’daki Severan Bazilikası’dır.
Antik Roma Mimarisi - Amfi Tiyatrolar
Amfi tiyatrolar, halka açık gösterilerin yapıldığı, toplantıların gerçekleştirildiği ve boğa güreşleri gibi gösterilerin düzenlendiği halka açık olan alanlardır. Mesela, Roma’da bulunan Colosseum traverten mermerden bir cepheye sahiptir. Yapı, bünyesinde barındırdığı mermer sayesinde belli bir ölçüde kompakt bir kütle olmaktan çıkar. Öte yandan, yapıda kullanılan kolonlar herhangi bir ağırlık taşımamaktadır.
Antik Roma Mimarisi - Köprüler ve Kemerler
Köprülerde ve su kemerlerinde Romalı mimarların istediği ihtişam ve görkem, süslemeler ve detaylar ile sağlanmıştır. Bu yapılar işlevsel, kendine özgü ve tamamen matematikseldir. Segovia Su Kemeri ise buna en güzel örnektir. Diğer örnekleri şöyle sıralayabiliriz;
- Aqua Claudia
- Anio Novus
Mimari Tarzlar
Diğer mimari tarzları incelemek isterseniz RT Akademinin altında bulunan mimari tarzlar bölümünü ziyaret edebilirsiniz: RT Akademi / Mimari Tarzlar
Antik Roma mimarisi konusunda şu anda öğrendiklerinizi pekiştirmek isterseniz daha fazla örnek incelemenizi öneririm. Antik mimari konusunda daha fazla örnek inceleyebileceğiniz en ulaşılabilir kaynak ise Pinteresttir. Pinterest üzerinden Antik Roma mimarisi örneklerini incelemek için: Pinterest / Antik Roma Mimarisi
Son olarak mimari tarzlar hakkında yazmış olduğumuz son makaleleri incelemek isterseniz aşağıdaki listeyi kontrol edebilirsiniz;
Bir yanıt yazın